Erzincan’ın İliç ilçesindeki maden ocağında yaşanan toprak kaymasına ilişkin gözaltına alınan ve 6’sı tutuklanan 8 kişinin ifadeleri ortaya çıktı. Tutuklanan şüpheliler ifadelerinde, hazırlanan raporların Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sunulduğunu ve serme yapılacak yerlerin bu raporlara ve projelere göre belirlendiğini söyledi. İfadelerinde maden bölgesinin doğusunda 2 radar ve 2 robotik makinenin eksik olduğunu söyleyen şüpheliler, alanın genişletilmesi için patlama yapıldığını ve toprak kaymasının bu sebepten olabileceğini belirtti. Maden bölgesinde sabah çatlakların görüldüğünü ve gruba fotoğrafların gönderildiğini aktaran şüpheliler, tehlikeye rağmen solüsyon verilmeye devam edildiğini dile getirdi. 2022 yılında olması gereken 8 metre yüksekliğin geçildiğinin aktarıldığı ifadelerde, şüpheliler, göçüğün altında kalan Abdurrahman Şahin ve Hüseyin Kara‘nın içinde olduğu konteynerin bulunduğu bölgeye yönelik iş güvenliği uzmanlarının “güvenli alan” dediklerini ifade etti.
Erzincan’ın İliç ilçesinde bulunan Çöpler Altın Madeni’nde 13 Şubat tarihinde yaşanan ve 9 kişinin siyanürlü toprağın altında kaldığı maden faciası sonrasında arama kurtarma çalışmaları devam ediyor. Olayın ardından İliç Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında, mahkemeye sevk edilen 8 kişiden 6’sı tutuklanırken, 2 kişi adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve tutuklananların kişilerin ifadelerine T24 ulaştı.
“Doğu bölgesinde 2 radar ve robotik makineler eksikti”
Anagold şirketinde oksit proses müdürü olan Hüseyin Ü., ifadesinde kazanın meydana geldiği liçin 2010 yılından itibaren yapılmaya başlandığını söyleyerek ana yönlendirmenin Anagold mühendisleri tarafından yapıldığını söyledi. Liç projesine gerek kaplanan alan gerek yükseklik olarak uyulduğunu ve fazla yükleme yapılmadığını ileri süren Hüseyin Ü., şu ifadeleri kullandı:
“Doğu bölgesinde 2 radar ve 2 robotik makine eksikti. Bunun için açık işletme birimi bütçesinde yer ayrıldı ancak olay olduğu tarihte bu bölgede henüz cihazlar alınmamıştı. Serme işleminde serilen toprak içerisine çimento ve kireç eklenmektedir. Bunun azaltılması yahut çoğaltılması analize gönderdiğimiz şirket içerisindeki teknik birim ve dışarıda analizi yapan firmaya aitti. Oradan gelen talimatlar doğrultusunda miktarı azaltma veya çoğaltma yapabiliyorduk. Biz kendi bünyemizde bunun kararını veren kişi değildik. Ben olayın olduğu gün İstanbul’a araç almak için gitmiştim, olay olduktan sonra duyar duymaz hızlı bir şekilde olay yerine intikal ettim. Liç zeminin altında yer alan kısımdaki su miktarı, sürekli takip edilmektedir. Toprağa verilen solüsyon da ayı şekilde takip edilmektedir. Bu işlemlerle bizim birimimiz ilgilenmektedir. Solüsyon verdiğimiz kısımlarda göllenme olduğunda biz burayı zaten kesebiliyoruz ve denetliyoruz. Liç bölgesinde 3 gün önce olan kaymayla ilgili bana herhangi bir raporlama yapılmamıştı. Göreve başladığım ilk dönemde liç bölgesinde bir açılma olmuştu ancak bu radarla tespit edilemeyecek kadar az bir alandı. Burayı çakılla jeoteknik biriminin verdiği bilgi doğrultusunda kapattık, herhangi bir sıkıntı olmadı. Zaten 20 ve 50 milimetre arasındaki açıklarda sıkıntılı bir durum olabileceği değerlendirilerek jeoteknik birimden destek aldık ve buraya müdahale edildi. Jeoteknik birim aynı zamanda radarla liç bölgesini denetleyen birimdir. Ben olay günü izindeydim, mesleğimi severek yapıyorum.”
Liç bölgesindeki projenin Anagold bünyesinde yer alan çevre ve proje birimi tarafından denetlendiğini söyleyen Hüseyin Ü., “…Ayrıca şirket dışarıdan dosyaların hazırlanması için başka bir şirketten destek almaktadır. Bu şirket, hazırladığı raporları Çevre Şehircilik Bakanlığı’na sunuyor. Burada bu projenin uygunluğu denetlenmektedir ve serme yapılacak yerler bu denetlenen projelere göre yapılıyor” diye konuştu.
“Saat 12 gibi patlatma yapıldı”
Madende oksit bölümü başmühendisi olan Murat B., ifadesinde, “Liç bölgesi benim göreve başladığım 2010 yılında oluşmaya başlıyordu. 2010 yılından 2022 yılına kadar maden mühendisi olan şirket müdürlerimizce nereye ne miktarda dökeceğimiz söyleniyordu. Bu dönemde ayrıca dışarıdan destek de alıyorduk. Ancak 2020 yılından itibaren GRS şirketi ile danışmanlık konusunda anlaşıldı. O tarihten itibaren nereye, ne dökeceğimizi bu şirket çiziyordu. Bizim Anagold birimi içindeki proje birimi bu şirketle birlikte yığın liç işinde bizi yönlendiriyordu. Liç bölgesinde mebran işini Yesti firması yapmakta, inşaat işlerini ise Çiftay şirketi yapmaktadır. Çiftay şirketi kamyonla malzeme taşınması, delme, patlatma işlerini yapmaktadır. O gün de 12.00 gibi patlatma yapıldı. Projeye göre bizim 36’ncı basamağa kadar çıkma yetkimiz vardı. Biz 33’üncü basamaktayken bu olay meydana geldi” dedi.
“Patlamanın olayı tetiklemiş olabileceğini düşünüyorum”
“Yığın için kıdemli supervizörümüz bize çatlaklar olduğunu söyledi. Ben direkt toplantıyı bırakarak sahaya çıktım. Biz alanda önce çatlakların olduğu yeri gezdik. Çatlaklar çizgi hat boyu şeklindeydi. Jeoteknik ile görüşme yaptık. Kendisi 70 milim kayma olduğunu söyledi. Bu kayma tehlikeli bir miktardır. Bütün çalışanların alanı terk etmesi gerektiğine yönelik bağırarak uyarıda bulundum. Onlar alanı terk edene kadar ben alanı terk etmedim. Biz alanı tamamen boşalttık. Ben saat 10.00 gibi toplantıya katılmak için ayrıldım. Daha sonrasında liç bölgesine gittik, ben yolların hepsini kapattırdım. Biz gidene kadar solüsyon devam ediyordu. Gider gitmez tüm yolları kapattık. Çalışmayı bitirdik. Ancak şirket bünyesinde çalışan üst düzey yönetici olduğunu düşündüğüm 3 yabancı şahıs vardı. Bu kişiler liç alanını görmek istedi. Üç arabayla içeri giriyorlar. O arabanın birisinde Adnan Keklik ikincisinde Elif Hanım ile Kaan Murat Bey, üçüncü araçta da 3 yabancı şahıs bulunuyormuş. Bu kişilerin alana girmesinde bilgim olmamıştır. Onlar bölgeden dönerken 14.28’de olay meydana geliyor. Bu alanın yıkılmasına sebep olarak ilk aklıma gelen sebep, dizaynında bir sorun olmuş olabilir. Ben projelendirmede sıkıntı olduğunu düşünüyorum. Ayrıca patlamanın da bu olayı tetiklemiş olabileceğini düşünüyorum. Çünkü Hiblic alanının genişletilmesi için de Hiblic’in arka tarafında patlamalar yapılıyordu. Bunun da olaya sebep olabileceğini düşünüyorum.”
“2022 yılında 8 metre yüksekliğin geçildiği bildirildi”
Kanada vatandaşı olan maden sahasında yapılan işlemlerin gözlemlenmesi ve raporlamasında sorumlu olan Iain R.G ise verdiği ifadede 18 aydır şirkette çalıştığını söyledi. Liç bölgesinde herhangi bir görevi olmadığını belirten Iain R.G., “Ben olay günü liç bölgesine gittim. Oradaki çatlakları gördük. Ardından bunu bildirmek için Anagold Maden’deki odama gittim. Amerika’daki merkeze bu durumu saat 11’de bildirdim. Saat farkından dolayı gece 2 olması nedeniyle tarafıma bir dönüş yapılmadı. Bana 2022 yılı ağustos ayında 8 metre olması gereken yüksekliğin geçildiği bildirildi. Ben başlamadan önce söz konusu raporlama yapılmıştı. Hatta gereken seviyeye indirilmesi için rapor düzenlenmişti. Projeye uygun hale gelmesini raporladım. Olay günü sahaya çıktığımda küçük çatlaklar gördüm. En büyük çatlak 6 cm büyüklüğündeydi. Daha iyi görebilmek için yüksek noktaya çıktık. Solüsyon verilmeye devam ediyordu. Tehlike anlaşıldığında solüsyonun farklı noktalara aktarılmasını söyledim” ifadelerini kullandı.
“Sabah, çatlakları gösteren fotoğraflar atıldı”
Oksit kırıcı mühendisi olarak görev yapan Şenol D., verdiği ifadesinde 2020 yılında işe başladığını söyledi. Çatlaklarla ilgili bilgisinin olmadığını ancak kaza gününün sabahında çatlakları gösteren fotoğrafların gruplara yollandığını ifade eden Şenol D., “Çatlamalardan dolayı kırma tesisi çalışmıyordu. Liç bölgesinin arka kısmında genişletme sırasında patlamalar yapılıyordu ancak olay günü bir patlamanın yapılmadığını hatırlıyorum. Ben toprak altında kalan kişilerin neden orada olduklarını bilmiyorum” dedi.
“Konteynerin güvenli bölgede olduğu söylendi”
Liç bölgesindeki borulamadan sorumlu süpervizör Soysal D. de, ifadesinde, bölgede 2018 yılında borularda patlak olması nedeniyle yarıkların olduğunu ancak bunları toprak kaymasından kaynaklı olmadığını söyledi. Kaza günü, sabah kırıcı ofisinde toplantıda olduğunu aktaran Soysal D., “Biz bölgeye gittiğimizde iki çatlak olduğunu gördük. Yolların kapatılması talimatı verildi. Karsa firmasından Abdurrahman Şahin ve Hüseyin Kara benim altımda çalışan kişilerdi. Bunlar konteynerin içindeydiler. İş güvenliği uzmanları tarafından benim konteynerlerin güvenli bölgede olduğu söyleniyordu. Çalışma arkadaşlarımız da günlük barınma yerimiz orası olduğu için konteynerdeydiler. Güvenli alan dendiği için dubaları buradan itibaren koyduk. Ancak toprak bunları da içine aldı” diye konuştu.
Savcılık ifadelerinin ardından İliç Sulh Ceza Hakimliği; Abdulkadir C., Hüseyin Ü., Murat B., Iain R. G., Şenol D. ve Sosyal D.’nin “Taksirle Birden Fazla Kişinin Ölüme Sebep Olma” suçundan kaçma şüphesi olduğu gerekçesiyle tutuklanmasına karar verdi.